Zeybek Kıyafeti

 

 

Efe ve zeybek giysileri gerçekten görkemlidir ve olağanüstü ince zevkle ayrıntılanmıştır. Efeler başlarına çuhadan yapılma "narçiçeği" renginde "kuzunlu başlık" denilen "fesi", Zeybekler ise "kabalak" adı verilen kırmızı renkde kalıpsız bir "keçe külahı" takınırlar.Her ikisi de bu başlıkların üzerlerine iğne oyası bezemeli " kefiye" sararlar; püsküller ise arkadan sarkar.
Efeler ve zeybekler çıplak etlerine, boyun ve kol ağızları iğne oyası işlemeli, krem renginde, içlik denilen "Bürümcükleri" (Bürümcükler saf ipektendir.) giyerler. Bu içliğin üzerine "Mintan" denilen, kırmızı ya da mor üzerine beyaz çizgili, ipekten dokunmuş bir üstlük giyilir.Mintanın alt boyu efe ya da zeybeğin göğüs altına kadardır.

Manisa-Demirci Erkek Giyimi

Oldukça kısa olan bu üstlüğün yaka düğmesi efeler tarafından sürekli açık bırakılırdı. Zeybeklerinki ise kapalıdır.
Mintanın üzerine ise cepken giyilir. Bu cepkenler çapraz düğmelidirler. Yazın ise yelek türünde "delme" dediğimiz giysi kullanılır. Delme de cepken gibi çapraz düğmelidir.

Camadan dediğimiz arkadan kartal kanadı gibi iki sallantısı olan üstlük de en üste giyilir.Cepken ve camadanlar genellikle koyu renk çuha üzerine, siyah ipek kaytan işlemeli olurlar. Sırma işlemeli olanlarını ise, kızanlar kullanırlar.
Ayağa giyilen "Çakşırmenevrek" de cepken ve camadan gibi koyu renk çuhadandır. Kenarları ise siyah ipek kaytan işlemelidir. Çakşırmenevrek bir giyim göreneği olarak, uçkurla kasık üzerinden bağlanır. Uçkurların uçları motiflerle işlenmiş olup, sürekli açıkta bırakılır. Bu çakşırmenevreklerin ağları, yaklaşık üç metre olup, uçkurun geçtiği bele yakın olan kısım on santim eninde ve kırmızı ketendendir.Çakşırmenevreklerin boyları, bazı yörelerde diz kapağının dört parmak üstünde, bazı yörelerde ise diz kapağının dört parmak altındadır. 

Diz kapağından aşağıya cepkenin, camadanın ve çakşımenevreğin renginde, üzerleri siyah ipek kaytan işlemeli ya da "kepmen" denilen siyah deri tozluklar kullanılır. Efelerin tozluklarında, ipek tozluk bağları kullandıkları söylenir. Efeler daha sonraları"Kayalık" adı verilen, özel işlemeli çizmeler giymeye başladılar. Zeybeklerin ise, daha önceleri çorapsız, kırmızı yemeni giydikleri biliniyor; daha sonraları da giderek çarık, pabuç, kalçın ve de "kara çizme" giymeye başladılar.

Kasıkla göğüs arasına önce dolgu kuşak, üzerine de renkli desenli ipekten dokuma "Trablus" ya da şal kuşak dediğimiz kuşak sarılır, üzerine de uçları sol taraftan sarkan uzunca kolon dolanır.
Bu kuşakların üzerine "silahlık" ve "kütüklük" takılır. Silahlıklar üç, beş, yedi katlı yapıldığı gibi, bir ve iki kayışlı da olabilir. Silahlığın katları arasına "yatağan" dediğimiz sapı iki kulaklı uzun bıçak ile "kubur" dediğimiz ateşli silah yerleştirilir. Kütüklük malzemeler içindir.
Ayrıca silahlığın sağ yanından "maşa" denilen bir ucu iki halkalı, diğer ucu çatal dilli özel muhafazalı bir demir çubuk sarkar.
Genellikle kırmızı ya da mor ipek kumaş üzerine tel işlemeli, tam kare mendil şeklinde büyükçe yağlıklar da silahlığın sol üst yanına takılır.

                     İzmir-Bergama Halk Oyunları Kıyafeti

Efeler ve zeybekler sağ kollarının üst kısmına kurşun geçirmezliği sağlayan "pazubentler" takarlar.Kızan iken takılan bu pazubentler, ölünceye kadar çıkarılmaz. Ama asıl tılsımları omuza takılıp koltuk altına doğru sarkıtılan gümüş kutular biçimindeki "enamlık"larıdır. H. Balıkçısı; "Bu enamlıklar, Herodot'un anlattığı "sure"ler takımından olsa gerektir" demektedir.

Tüm bunların üzerine "aba" ve "kepenek" giyilir. Enver Behnan ŞAPOLYO'nun efelerin ve zeybeklerin kışın soğuktan korunmak için giydikleri paltoya "aba" , yağmurdan ve tipiden korunmak için giydiklerine de "kepenek" denir, dediğini bilmekteyiz. Bu konuya Osman Hamdi Bey'de " Les Costumes Populaires de la Turquie en 1873" adlı eserinde değinip, zeybeğin üzerindeki kepeneği "kaput" olarak nitelemektedir. H. Balıkçısı da "kepenek" ten söz eder ve devamla Anadolu'nun sağlık tanrısı "Telesphoros'un" tüm heykellerinin kepenekli olduğunu ve bu giyim eşyalarının kaynaklarının ve zeybeklerle ilgisinin araştırılması gerektiğini söyler.

Efelerin ve zeybeklerin kullandıkları aksesuarlar arasında en gösterişli olanı, tamamı gümüşten yapılmış kösteklerdir. Bu köstekler , Girit ve Arnavut türü olmak üzere ikiye ayrılır. Girit türü, omuzdan kancalanır, uçları tokurgaçlıdır; Arnavut türü, boyundan geçirilir, mineli klipsi ile ortadan tutturulur. Yöremizde, yani İzmir ve çevresinde Girit türü köstek kullanılır.
Diğer aksesuarlar ise sırası ile, koltuk altı bıçağı, gümüş tütün tabakası, kehribar tespih ve ağızlık, çakmaktaşı ve kav, ayrıca yaralanmalar için bir miktar yapağıdır.

Efeler, Birinci Dünya Savaşından sonra Türkiye'nin işgalinde Yunan kuvvetleriyle karşı karşıya gelmiş ve dağdan inerek Milli Mücadeleye katılmışlardır. Cumhuriyetin ilanından sonra hizmetleri nedeniyle kendilerine ordu rütbesi ve İstiklal Madalyası verilen efeler, bu tarihten sonra yasadışı eylemlerini bırakarak tarihteki yerlerini almışlardır. En ünlü efeler arasında Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Demirci Mehmet Efe, Mestan Efe, Atçalı Kel Mehmet Efe, Molla Ahmet Efe, Saçlı Efe, Gökçen Efe,Pepe Efe, Kerku Alim Efe ,Çakırcalı Mehmet Efe gibi isimler yer almaktadır.

Kaynak : Resimler ve bilgiler alıntıdır.. (Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Gen.Md.1993)