Edirne halk oyunları yönünden Hora ve Karşılama oyunları bölgesinde yer almış bulunmaktadır. Trakya bölgesinin genel karekterini yansıtan bu danslar kadın ve erkek olarak icra edilir. Hareketlerin canlı olduğu bu yörede aksak ritim yaygındır. Oyunlar meydanlarda çift Davul Zurnayla oynanır. Kapalı yerlerde ve salonlarda Meydan Sazı, Tef, (def) Darbuka ve Zilli Maşa gibi müzik araçları oyunlara eşlik eder. Davul zurna dışındaki sazlarla daha çok karşılamalar oynanmaktadır.Türkiyenin balkan bölgesine ait oyunlardır. Balkan ülkelerinin oyunlarıyla benzerlik gösterir. Kızlı erkekli karışık ve ayrı ayrı oynanmaktadır.

OYUN ÇEŞİTLERİ:

Kabadayı, Mendil, Sülümanaga, Kasap, Eski Kasap, Balkan Gaydasi, Pomak Gaydasi, Zigos, Fatos, Anzuyla Kanber, Sirto, Selanik, Kazibem.

Oyunlara eşlik eden müzik aletleri şunlardır:

Klarnet,Kaba zurna,Davul,Meydan Sazı, Tef, (def) Darbuka ve Zilli MaŞa

 

KADIN GİYSİLERİ

Edirne kadını kendine has, özelliğine uygun olarak sade, rahat ve çok kapalı olmayan bir giyimi kullanmıştır. Onda Anadolu kadınının kullandığı kalın, üst üste bedenini saran, çok süslemeli giyimleri göremeyiz. Giyimde kullandığı hiçbirşey kalın ve kaba değildir.Rahat, az süslemeli,açık olan giyimler onun karakterini ortaya koymaktadır.

BAŞA GİYİLENLER

Baş örtüsü: Başa taktiği başörtüye; ipekten yapılmış ise "grep" (krep), pamuklu iplikten ve üzerine baskı vurularak yapılmışsa "yemeni" denilmektedir

Grep (Krep): Has ipekten yapılmıştır, boyutlan çok büyük değildir.Kenarında iğne, tig, mekik, kozadan yapılmış oyalar bulunmaktadır.

Yemeni: Pamuk ipliğinden dokunmuştur, üzeri boyanmıştır, kenarlannda grep oyaları gibi motifleri bol olan oyalar bulunmaktadır.

Başın Bağlama şekli: Edirne kadını başını; başın yüz ve boyun, hatta kulak kısımlarını çoğunlukla açıkta bırakarak bağlamıştır. Bu bağlama şekilleri şunlardır
a) Salma yemeni bağlama: Uçlar kulak arkasından geçirilerek tepede bağlanır
b) Dolama yemeni bağlama: Kulak üstünden geçirilerek, başın üst kısmında uçlar bağlanır. Arkada sarkan uç, sol yandan toplanarak, yukanda bağlanan bölümün altından geçirilerek, uçlan açıkta bırakılır.Üstüne mevsim çiçekleri tokayla tutturularak süslenir.

SIRTA GİYİLENLER

Bürümcük: Cepkenin altına, ten üzerine giyilen gömlektir.İipekten veya pamuk ipliğinden dokunmuştur.İpekten yapılanlar felemenk ipeğinden olup, kendi tezgahlarında dokurlardı.Pamuk ipliğinden olanlar doğrudan kendi tezgahlannda dokunurdu, dokunurken çeşitli renklerde kollara ve beden kısmına hat çekilir.Dokunurken yaka kapalı olarak dokunur,daha sonradan istenildiği şekilde açılırdı.Bugün bile yaşlıların sandıklarından  çıkan bürümcüklerin yakalan kapalıdır.Kendinden desenli ve kol ağızlan ile boyun kısmı iğne oyasi denilen işlemeleri vardır.

Cepken: Bürümcüğün üzerine giyilen kollu veya kolsuz bele kadar olan bir giyim parçasıdır.Kadife üzerine simle veya gaytanla işlenmiş olanlan olduğu gibi atlas ve yünlü kumaşlardan olanlan da vardır. Kolsuz cepkenlerin yakaları diktir ve ön kısımlan simle işlenmiştir.Kollu olan cepkenlerin önü-sırtı ve kollarıda işlidir. Kollu cepkenlerin ice, kolsuzların dışa giyildiğide olmuştur.

Şalvar: Edirne kadınının ata binmesi söz konusu olmadığından giydiği şalvarın ağı düşüktür.Hafif oyuntulu ve paçaları dardır.Paçalarında günlük giyilenlerde kendi kumaşından pastalar (kırmalar) vardır.Özel günlerde giyilenlerde ise paçalar sim ve gaytan işlemelidir.

Şalvarlann beli uçkur geçebilecek kadar geniştir. Belin ön ve arka kısmında delik vardır. Bu delik bölümlerinden uçkur geçirilir. Arkadan bağlanarak şalvarın beli sıkılır. Şalvarlar kumaştan yapılırsa işlemesizdir.Ancak saten gibi kumaştan yapılanların yan taraflan, hatta ön ve arkaları aşağıya kadar işlidir.

Uçkur: Pamuk ipliğinden dokunmuştur, uçlan kendileri tarafından boyanmış ipliklerle ve bol miktarda simle işlenmiştir. Dar olur ve şalvarın bel kısmından geçirilir, arkaya bağlanır.

Yağlık: Şalvann üzerine ve ön tarafına, misafirlere hizmet edilirken takılmaktadır.Uçkur gibi iki ucuda işlidir. Yünden yapılanı da vardır. Bunlar işli değildir.

AYAĞA GİYİLENLER

Çorap: Pamuktan veya yünden yapılmış çorap giyilir

Ayakkkabı: Kısa topuklu, atkılı ayakkkabı kundura giyilir

TAKILAR

Beşi bir yerde, küpe ve bilezik takı olarak takılmaktadır.Kırmızı kurdeleye bağlı, dizili beşi biryerde veya yedi adetten oluşan altın takılır.

ERKEK GİYSİLERİ

BAŞA GİYİLENLER

Fes: Edirne'de erkeklerin başlanna çok önceleri çeşitli tipte sarıklar, külah ve takkeler, daha sonralan fes takip fesin üzerine çember veya ipekli kefiye sarıldığı görülmektedir.

SIRTA GİYİLENLER

İç Gömlek: İpekten yapılmış, desenli gömlektir

Potur: Lacivert, gri-mavi bazende siyah çuhadan yapılmıştır. Ayak bilekleri ve cepleri gaytan işlemelidir. Bu gaytan işlemeler müşterinin arzusuna göredir
Poturlann bazılarının ağı oyuk, bazılarının ağı daha boldur. Potur bu biçimlere göre de isimlendirilir.Karapınar, ruscuk ve kulaklı olmak üzere üç çeşittir.

Karapınar Biçimi: Ağı bol olan poturdur

Ruscuk Biçimi: Ağı çalık ve dardır.Ayak bilekleri, cepleri kaytanlı ve çiçek işlemelidir.Kaytan işlemeler beş sıradan dokuz sıraya kadar olur

Kulaklı Potur: Paça çiçek işlemeli ve kulak şeklinde olup bu kulaklar ayakkkabıyi örter. Poturlann dikiş yerleri genellikle kaytanlıdır

Kollu Camadan: Yakası kaytanlı, kollar ve kolçaklar (dirsekler) çiçek işlemelidir.işlemeler iki türlüdür. Biri kesme çiçek, diğeri selvi çiçektir. Bu elbiselerde dikiş ekleri kaytanla tutturulur ve parçalar bu şekilde eklenir.

Fermane: Kolsuz olup, kollu camadan üzerine giyilir. Yelek gibi olup, fermane giyilince, salta giyilmez. Kesme veya selvi çiçek işlidir.

Cepken: Fermane gibidir. Kollar istendiğinde takılır, çıkarılır.Kollan iki omuz başından arkaya sarkar. Cepken giyenlerin poturların ağları boldur. Diz bağı denilen püsküllü şeritler baldırların üzerine bağlanır.

Potur Saltası: Poturun üstüne giyilen cepkendir. Poturla takım olduğu için, aynı kumaş ve renkten yapılır. Kolları, yanlariı ve arkası çeşitli motiflerle işlenmiştir

Mintan: Tene giyilen bir gömlektir. Çizgili veya çizgisiz kumaştan olanlan vardır. Yakasız ve yandan düğmelidir.

Kuşak: Belde yünden veya ipekten yapılmış kuşak kullanılır. Yünden olan kışın takılır, yazın kullanılan ise ipektendir. Ancak bugünlerde bulunamamaktadır.

AYAĞA GİYİLENLER

Çorap: Beyaz çorap giyilir. Bazen aralarında pembe, yeşil renkli olanlan da görülür

Yemeni: Ayakkkabı olarak deriden yapılmış, altı köseleli ve ökçeli yemeni giyilir. Tulumbacı yemeni adıda verilir.

AKSESUAR

Aksesuar olarak tek ve kalın zincirli veya 4-5 sıra gümüş zincirli, göğüste  asılı gümüş saat kösteği, cepken potur giyenlerin kuşakları üzerine bağladıkları silahlıktır. Ayrıca boyunlarına, köşelerinde iş bulunan çevreler de takmışlardır

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Ahmet Şenol MEB Türk Halk Oyunları Giysileri -1999 Ankara

 

Yörelerimiz

Edirne Yöresi Dinar Yöresi Bolu Yöresi Silifke Yöresi Karadeniz Yöresi Adıyaman Yöresi Gaziantep Yöresi Kars Yöresi Bingöl Yöresi Bitlis Yöresi
 

"Ulusal Oyunlarımızı Öğrenmek Bir Şeref,Öğretmek İse Kutsallık Kazandırmaktır." Mustafa Kemal Atatürk

Halk oyunları bir bakış, duruş, gülüş, ağır ama anlamlı bir kımıldanma, mutlulukla hareketli bir sıçrama; coşkuyla sesleniş, derin bir hüzünle susuştur.Anadolu insanı oyun oynamaya başlayınca kendinden geçer, bedenini duygularının seline bırakır ve iç huzura yönelir. Anadolu insanı, davulun sesini, yüreğinin çarpıntısında duyar, zurnanın nağmesini gönlünün sesiyle birleştirir, coşar, eğlenir, eğlendirir.Harman yerinde berekete şükür duasıdır.Halk oyunları, köy meclislerinde zaman seline yoldaştır.Düğünlerde gelinin ağıtı, güveyinin heyecanıdır. Bir başkadır halk oyunlarımız..